Nilüfer Altunkaya

Sennur Sezer’in şiirini dünya görüşünden ayrı düşünmemek gerekiyor. Yalnızca şiirlerinde değil masal ve diğer edebiyat türlerinde yazdıklarıyla da toplumcu gerçekçi çizgiden ayrılmadığını görüyoruz. Bu açıdan baktığımızda onun edebiyat anlayışını kurarken halk edebiyatı ve sözlü edebiyat geleneklerinden beslenirken de bu anlayışa yaslandığını söylemek mümkün.

Ali Duran Topuz

Pulbiber Mahallesi, edebiyat şehrinde yeni bir mahalle; kentsel dönüşümün acımasız çağında görüldüğü yerde üstünden dozerlerle, parayla ve hırsla geçilen şu mahallelerden biri. Kimse yıkamayacak; çünkü ters yönde bir haraketin, yıkıma inatla direnen şiirsel dönüşümün kurduğu bir mahalle. Geçen cumartesi akşamı kaybettiğimiz çok çok kıymetli bir şairimiz tarafından, şiirde kuruldu. Bu şair ve mahalle kısaca anlatılacak bu yazıda.

Gonca Özmen

“Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.”
Didem Madak