Mehmet Sezgin Sarı

“İbrahimli bir şehir yakıyordur
Suya dokunur sesin…”

…gürültüyle indirilmiş bavuldan öncesi…

isterdim
bir sinema çıkışında yeniden tanışsaydık
ilk buluşmanın fetvası kırmadan kemiklerimi eskiseydi yüzlerimiz
hiçbir kara yolu
cenaze sonrası bırakılan sakal gibi uzamasaydı boynumda
bülbüle gül, sabaha günaydın, eskişehir’e bir sen isterdim

r’ulaş karakuş

ölüp giderken arkasına bile bakmadan günler
dudaklarımı kemiriyorum ıssızlığıma sığınarak
içimde içine kapanık bir sarmaşık
ve sabahına kapanan açılmayan perdeler
parmaklarıma dolanan sigara izmaritleri
ve o izmaritlere mezar olan ciğerlerim