filiz zibek

bizim çıkmaz sokağımızda kimsecikler olmaz
ölümüzü kendi başımıza yıkar, kendi başımıza gömeriz
sabahları ağrıyan dişlerimizle uyanırız
sıktığımız yumruklarımızla
ne bileklerimizi keseriz ne de silahlar dayarız şakağımıza
sözlerin içine gizlediğimiz acı
acıtmasın diye üzeri hep karalanmış durur
çok üzülmenin karşılığı yok ki sözlüklerde
yine de naif anlamlar çıkarır birileri
mahvımızla ters iliklediğimiz düğmelerimizden…