açelya büşra özdirek
halklar birbirine düşmandır
bunu sen öğrettin
düzenin çarkına çomak sokarken kırıldı dişin
açelya büşra özdirek
halklar birbirine düşmandır
bunu sen öğrettin
düzenin çarkına çomak sokarken kırıldı dişin
Haden Öz
İnsan kabuk bağlamış yaralardan ibaret Eleni
Binbir yara var ruhunda
sağalırken biri kanar bir diğeri
Ve o kan yakar da yakar
bir volkandan fışkıran lav gibi
Aynur Türk
Eve girdi saklandı
çıktı odalardan, sehpanın üstünde eski fihristi aldı
-gizledi-
Annesinin çerçeveli fotoğrafını kollarının arasına sardı.
Diğeri temsil ediyordu -neyi- gölgeyi
Yazdı.
Sıcak değildi.
-Kıstırılmıştık-
-Kurtar beni- dedi, telefondaki ses:
-Baba-
Bana yardım etmediniz.
rıza karakuş
“içimde kül kalabalığı bir isyan”
bir puştluk var bugünlerde havada
bir puştluk var:
yüzümü yırtıyor göğün yüzü
bıçak bıçak…
Gülcan Aydınlık
Her gece yatıya kalıyor sana bedenim ve geziyoruz sabaha yakın, yalın ayak , kemikleşen bedenlerin üstünden…
özgün e. bulut
o vakitler
bir dizenin kırk yıl hatırı yokmuş evrende
varmış
yokmuş
derken
bir kahvenin şiire benzer telvesi bulunmuş
Ahmet Örnek
emin değilim
ama galiba en çok on sekizinci yaşımı özlüyorum
hiçbir şeye benzemeyen
aklımın beni mutsuz etmediği
zamanımı
Muhammet Oğuz
I.
Bir uğultu başlatır sessizlik.
Aydınlığı örter toprak
Karanlığı besler belirsizlik.
Dinle, akşamların buyruğu,
Ölüm hali gibi uysal bir gariplik
Karanlığın uyuşturduğu.
Sara J.Aşitî
I.
bilirim
sana gelmeden önce kendime uğramam gerek
kimselere gösteremediğim bana
Deniz Mahabad
Törpüleyerek düzelttiğimiz bu yol küçük adımlarımız ve koca ellerimiz Evlerden yollara çırptığımız hayat bir yüzüne kapanır masumiyet bir yüzünde dağdan ovaya tırnaklayarak kurduğumuz kentler bir uyku halidir budanır rüyalar hem çerçeve tutmaz duvarlar çünkü ölülerimizi çarçabuk unutma telaşımız çünkü kuytularda, karanlıkta alelacele terli tenlerimizle etin bütün acılarını etin bütün zevklerini koygun bir vakitte duvarlara fısıldayarak yaşıyoruz